İstanbul, iki imparatorluğun kalbini oluşturan bir metropol. Önce Roma, sonra Osmanlı. Doğu Roma ya da diğer adıyla Bizans İmpatorluğu’na başkent olan bu şehirde gezerken, tarihin en büyük medeniyetlerinden birinden kalan izleri keşfedebilirsiniz. Üstelik çoğu iyi korunmuş durumda.
Yılanlı Sütun, İstanbul’un klasik döneminden günümüze kadar ulaşmış en eski ve en büyük anıtlardan biri.
Yılanlı Sütun’un Hikayesi
İstanbul’u başkent ilan eden I. Konstantin, şehri geliştirmek için günümüzde Sultanahmet Meydanı olarak bilinen alana hipodrom inşa ettiriyor. Sultanahmet Meydanı’nı ziyaret ettiğinizde göreceğiniz dikilitaşlar ve sütunlar da hipodromdaki anıtlardan geriye kalanlar.
Zamanında çok daha fazla sütun olsa da, günümüze sadece Yılanlı Sütun, Örme Sütun ve Dikilitaş gelebilmiş. Yılanlı Sütun, hikayesiyle diğerlerinden ayrılıyor.
Yılanlı Sütun’un hikayesi Yunanista’daki Delfi antik kentinde başlıyor. Burada Perslere karşı birleşen 31 Yunan sitesinin antik zamanlarda kazandığı zaferin anıtı olarak tasarlanan tunç sütun, tanrı Apollon’a adanmış. Şeklinin yılan olması ise Apollon’un kötücül Piton’u yok edişini simgeliyor. Daha sonrasında sütun İstanbul’a taşınmış.
Sütunu incelerseniz, yılan gövdelerinin kıvrımları arasında çiziktirilmiş isimleri görebilirisniz. Bu isimler, savaşa katılan 31 Yunan sitesine ait. Bir ilginç bilgi daha verelim, Sparta Kralı Pausanias, eser ilk yapıldığında zaferi sadece kendisine mal eden bir yazı yazdırmak istese de, site kralları tarafından gelen tepkilerden sonra yazı bugünkü halini almış.
Yılanlı Sütun’un Gizemleri
Roma Dönemi’nde İstanbul’da bulunan bir çok sütun gibi Yılanlı Sütun’un da tılsımlı olduğuna inanılıyordu. Sütunun, şehri savaş ve doğal afet gibi felaketlerden koruduğu kabul ediliyordu. Bu geleneksel inançlar Osmanlı döneminde de devam etmiş. Evliya Çelebi’nin sütun hakkında yazdığı “İstanbul’da 17. tılsım burma direktir. Bu direk üç başlı ejderha suretini gösterip başının birisini bir yeniçeri, kılıç ile bir vuruşta kırmıştır. O tarihte kısmen tılsımı bozulmuş olup İstanbul içine yılan, çıyan ve akrep misali hayvanlar yayılmıştır.” cümleleri, bu hikayeyi destekliyor.
Bugün, Sultanahmet meydanına sefer yapan tramvay ve otobüsler ile Yılanlı Sütun’u ziyaret edebilir, günümüze gelen en eski ve hikayesi en güçlü bu eser ile geçmişe yolculuk yapabilirsiniz.