Dünyanın İlk Tapınağı: Göbekli Tepe

Şanlıurfa’da bulunan bu arkeolojik alan insanlık tarihini kökten değiştirecek bir keşfe ev sahipliği yapıyor. Kent merkezinin 18 kilometre dışında, Örencik Köyü yakınlarında bulunan alan ilk olarak 1963 yılında İstanbul ve Chicago Üniversitelerinin ortak çalışması olan bir yüzey araştırması sırasında keşfedilen Göbeklitepe, tarih kitaplarımızı baştan yazdırdı. 

Göbeklitepe’nin Öne Çıkan Özellikleri

Yaklaşık 12 bin yıl öncesinde nasıl tasarlandığı hala cevap bulamayan tapınakta, çapları 30 metreyi bulan yaklaşık 20 yuvarlak ve oval yapının ortasında 2 adet “T” biçimli, 5 metre yüksekliğinde, kireçtaşından bağımsız sütun yer alıyor. Animist figürlerle zenginleştirilmiş tapınakta yapıların iç duvarlarında da daha küçük sütunlar bulunuyor. Ağırlığı 40 ton civarında olan T şeklindeki dikilitaşların avcı toplayıcı dönemdeki bilinen basit el aletleri ile nasıl inşa edildiği ve oraya nasıl konulduğu gizemini koruyor.

Göbeklitepe Hakkında Muhtemelen Duymadığınız 5 Bilgi

  • İspanya’da Taulas of Menorca isimli tarihi bir bölge var. Göbeklitepe’ye çok benziyor ama Göbeklitepe’deki desen ve totemlerin sanatsal algısı daha güçlü. Ayrıca İspanya’daki bölge M.Ö. 500 civarına tarihleniyor. Yani Göbeklitepe’den yaklaşık olarak 9000 yıl sonrasına!
  • Sıra dışı teorilere ilgi duyuyorsanız (komplo teorisini kibarca tanımladık) Göbeklitepe, kayıp kıta Atlantis ve Mu ile ilişkilendirilen bir bölge. Teoriye göre Atlantis sulara gömülüp dev bir medeniyet yok olduğunda, Göbeklitepe de üzeri toprakla kapatılarak saklanmış.
  • Göbeklitepe’deki dikilitaşların üzerinde günümüzde bölgede rastlanmayan hayvan figürleri de çizilmiş. Mesela aslan! Günümüzde Şanlıurfa’da aslan görmeniz imkansız ama antik zamanlarda kim bilir, belki de bu topraklarda aslanlar dolaşıyordu!
  • Yapılan araştırmalara göre buğdayın ilk atası bu topraklarda yetişmiş. Göbeklitepe, gerçekten de yerleşik insan medeniyetimizin başlangıcı mı acaba?
  • Göbeklitepe hakkında ilk çalışmalar 1965 yılında yapılmış olsa da başrol arkeolojiyle alakası olmayan bir çiftçiye ait. 1983 yılında tarlasını sürerken bir tarihi eser bulan ve müzeye bağışlayan Mahmut Kılıç, bölgeye olan ilginin tekrar harlanmasını ve Prof. Dr. Klaus Schmidt danışmanlığıyla 1995 yılında çalışmaların tekrar başlamasını sağlıyor. Prof. Dr. Klaus Schmidt, hayatını Göbeklitepe’ye adıyor, eşiyle beraber Şanlıurfa’ya taşınıyor ve burada hayata gözlerini yumuyor. 

Türkiye topraklarında tarih çok eskiye gidiyor. Göbeklitepe’de bunun kanıtı. Tarihe ilgi duyuyorsanız, avcı toplayıcı atalarımızın buluşma noktasında keşfedileceğiniz birçok gizem sizi bekliyor.

Paylaş?

Share on facebook
Facebook'da Paylaş
Share on twitter
Twitter'da Paylaş
Share on linkedin
Linkedin'de Paylaş
Share on pinterest
Pinterest'de Paylaş