Kars gravyeri ya da diğer bilinen ismiyle Kars Kaşarı, peynir konusunda doğuyu batıyla birleştiriyor. Hikayesi şöyle: David Moser, 1878 yılında Kars’ın doğasına hayran oluyor ve burada bir peynir mandırası kurmaya başlıyor. İsviçre kültürüne ait gravyer artık bizden biri, ismi de Kars gravyeri.
İsmini, gravyerin anavatanı İsviçre’nin Gruyère kasabasından alan Kars gravyeri doğallığı ve kendine has tadıyla tam bir gurme lezzeti.
Türk kültüründe peynirin yeri çok önemli. Kahvaltıların vazgeçilmez öğesi peynirin formu ve yapılış şekli, bölgeden bölgeye göre değişiyor. Ege mihaliç peyniri, Van otlu peyniri ve Divle obruk peyniri gibi çeşitlerin ünü daha yerel, Kars gravyerin ünü ise global.
Kars Gravyeri Hakkında Muhtemelen Hiç Duymadığınız 3 Bilgi
Kars gravyeri özel bir tür inekten yapılıyor, kendisi yüksek rakımlarda otlayan ve pek de verimli olmayan bir tür: Zavot Kafkas ineği. Peynir üretimindeki ilk handikap burası. Gravyerin yapımında kullanılan sütün sağılmasından itibaren 1 saat içinde kullanılması gerekiyor, yoksa yiten bazı gazlardan dolayı peynir tutmuyor. Yeterince hızlı olmazsanız o kadar emek boşa gitti, demektir! Gravyer kazanları altın ve gümüş alaşımlı bakırdan üretiliyor. Kars gravyeri dünyaca ünlü olmasın da kim olsun…
Kars gravyerinin lezzeti, hayvanların çok yüksek rakımlarla otlamasında gizli. Her türlü endüstri kirliliğinden uzakta otlayan ineklerin sütünden yapılan gravyer, tamamen doğal ve organik süreçlerden geçiyor. Siz de bu eşsiz lezzete ve diğer muhteşem şarküteri ulaşmak isterseniz, bir dahaki İstanbul maceranızda ATÜ Old Bazaar’a bekliyoruz.